Biorezonans ile Kadın Hastalıklarının Tedavisi

Erkekler ve kadınlar arasındaki üreme organları farklılığının yanı sıra, cinsiyetten bağımsız olarak eşit şekilde var olmalarına rağmen kadınlar toksinlerden ve patojenlerden daha olumsuz etkilenebilir. Örneğin, bazı cinsel hastalıklar erkeklerde taşıyıcı görevi görerek uykuda kalabilir. Aynı hastalık kadınlarda farklı semptomlar gösterebilir, kronik durumlara, organ hasarına, kısırlığa ve hatta doğmamış bir çocuğa zarar verebilir. Ayrıca kadınlar, üreme organları dışındaki sistemlerde daha dahili ve ciddi bir enfeksiyon oluşmasına izin verebilen anatomik farklılıklar nedeniyle idrar yolu enfeksiyonlarına (İYE) daha duyarlıdır. Kronik bir İYE’nin varlığı genellikle ruh sağlığı sorunlarını tetikler veya şiddetlendirir, bu da sağlıklı bir yaşam kalitesini daha da engeller. Ayrıca, hamilelik ve doğum sonrası bakım konuları sadece kadınlara özgü konulardır, bu nedenle ayrı bir kategoriye ihtiyaç duyulmaktadır. Menopoz ve polikistik over sendromu (PCOS) ve doğum sonrası depresyon gibi diğer kadın sorunları sırasıyla endokrin disfonksiyon ve psikolojik disfonksiyon kategorilerine aittir.
Biorezonans’ın teşhis süreçleri, kadın anatomisindeki stresli alanları ve stres faktörlerinin türünü belirler ve semptomları hafifletmek ve dengeyi yeniden sağlamak için hedefe yönelik tedaviyi yönlendirir. Genellikle stres faktörlerinin ortadan kaldırılması ve bir eliminasyon yolunun oluşturulması, enerjik blokajlarını ortadan kaldırarak vücudun kendi kendine iyileşmesini sağlar. Kısırlık veya hamilelik komplikasyonları gibi sorunlar genellikle başka bir müdahaleye gerek kalmadan çözülür. Biorezonans ayrıca bağ dokusu hasarı, epizyotomi hasarı, histerektomi, sezaryen izleri, travma, baş ağrısı, omurga sorunları, yorgunluk ve mesane inkontinansı gibi doğum sonrası iyileşme hasarlarını desteklemede de etkili olmuştur. Prosedürler güvenli, nazik ve homeostatik dengenin yeniden sağlanmasında etkilidir.